3 Şubat 2018 Cumartesi
Kanuni Sultan Süleyman,Ebu Suud Efendi Ve Karıncanın Hakkı
İstanbul’da güneşli bir günün sabahında Topkapı Sarayı’nın avlusunda bulunan Has Oda’nın kapısı açıldı. Uzun boylu genç bir adam arka bahçeye doğru ilerliyordu. Bu kişi, Avrupa’yı titreten, koca Akdeniz’i hâkimiyet altına alan Osmanlı Devleti’nin kudretli hükümdarı Kanunî Sultan Süleyman’dan başkası değildi. Devlet işlerinden vakit buldukça soluklanmak için arka bahçeye çıkar, ağaçları, kuşları, denizi seyrederdi.
O gün deniz, ağaçlar bir başka güzeldi, yalnız ağaçlardan birkaç tanesinin yapraklarının buruştuğunu fark etti. Hemen yanlarına yaklaştı ve eliyle tutup incelemeye başladı. Biraz sonra ağaçların neden buruştuklarını anlamıştı. Karıncalar sarmıştı o güzelim dallarını. Aklına bir çözüm yolu geldi. Ağaçları ilaçlatacaktı. Böylece ağaçlar karıncalardan kurtulacak ve rahat bir nefes alacaklardı. Fakat birkaç dakika daha düşününce bu fikrin o kadar da iyi olmadığını anladı. Karıncalar da can taşıyordu, ağaçları ilaçlatırsa onlar ölebilirdi. İşin içinden çıkamayacağını anlayan Kanunî, bu konuyu danışmak için hocası Ebussuud Efendi’yi aramaya koyuldu. Hocasının odasına gitti. Ama hocası odada yoktu. Hemen oracıkta bulduğu kâğıt parçasına kafasına takılan soruyu edebî bir üslupla yazdı ve hocasının rahlesi üzerine bıraktı.
Birkaç saat sonra hocası odasına gelmiş ve rahlenin üzerinde el yazısı ile yazılmış kâğıdı görmüştü. Eline hat kalemini alan Ebussuud Efendi, talebesinin soruyu yazdığı kâğıdın altına bir şeyler yazdı ve kâğıdı rahleye bıraktı.
Kanunî bir ara tekrar hocasının odasına uğradı. Hocası yine yerinde yoktu; ama rahlenin üzerine bırakmış olduğu kâğıdın üzerine kendi yazısı dışında bir şeylerin daha yazılmış olduğunu gördü. Merakla kâğıdı eline aldı ve okumaya başladı. Yazıyı okuyunca yüzünde bir tebessüm belirdi. Kâğıdın üst kısmında Kanunî’nin hocasına yazdığı sual vardı. Kanunî şöyle diyordu hocasına:
Meyve ağaçlarını sarınca karınca
Günah var mı karıncayı kırınca?
Hocası Ebussuud soruyu şöyle cevaplıyordu:
Yarın Hakk’ın divanına varınca
Süleyman’dan hakkın alır karınca.
Kaynak:http://mustafakaraoglu.com/
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
En Çok Okunan Yazılar
-
Çok kıymetli adeta hazine diyebileceğimiz bu dua, Gavsu’l Azam Abdulkadir Geylâni (k.s.) Hazretleri’nin manevi evladı, manada onun e...
-
Şems Suresi Fazileti Sırları:Her Beladan Korunmak İçin Oku Mekke döneminde inmiştir. 15 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “eş-Şems”...
-
İmam İbnu'l Kayyım el-Cevziyye dedi ki: '' Namaz konusunda insanlar beş mertebeye ayrılır. 1- Nefsine zulmederek gevşek ...
-
✅ İnsanın ağırlık denge Merkezi göbek deliğidir. Göbek deliğinde yapılan araştırmalarda 60 çeşit mantar ve Maya'nın yaşadığı belirlenmi...
-
Her Müslüman kişinin kalbinde Allah’ın bir vaizi vardır.” Başka bir hadiste: “Şüphesiz ki bedende bir et parçası vardır, o iyi olursa...
-
Benim efendim ! Ben sana bendim ! Bir üfledin de Yıkıldı bendim. Ben ki, denizdim, Dağbaşı bendim. Şimdi sen oldun, Âleme pendim. ...
-
Silsile-i Zeheb'in (Altun Silsile) 39. halkasında bulunan;Eş-şeyh Es-seyyid Abdulbaki el-Hüseyni Hz.'nin (K.S.A.),farklı za...
-
Hz. Ali’nin (r.a.) okuduğu dualar. Hz. Ali’nin -kerremallahu veche- yapmış olduğu bazı dualar: HZ. ALİ'NİN (R.A....
-
Bu mahalde bir muamma söylenir; Okuyanlar bilmez anı hem nedir?. Bilir ancak ol Muhammed Mustafa; Sorar isen belki söyleye sana.. NUN ü KAF...
-
Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Kimler zekat verebilir? Zekatın geçerli olması için gerekli şartlar. Zekât, d...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder