3 Şubat 2018 Cumartesi

MUHTEŞEM BİR KISSA...


Zamanın birinde yeni evlenen gencin biri, ilim öğrenme hevesiyle köyden ayırılır.
Uzun bir yolculuktan sonra şehre varıp medrese ararken;
İşçiye ihtiyacı olan bir zenginle karşılaşır.
Zengin iyi para verince, niyetini bozup onun yanında çalışmaya başlar.
20 yıl bunun yanında çalışıp, üç bin dirhem para biriktirir.
Sonra köyüne dönmeye karar verir.
Yolda konakladığı bir yerde biri "ben de öyle bir nasihat var ki; bunu alan dünyada ve ahirette rahat eder; fakat bedeli bin dirhem der. Adam; "Evden ilim öğrenmek için çıkmıştım, bunu öğrenemedim, bari bu nasihatı alayım, kalan iki bin dirhem bana yeter" deyip buna bin dirhem vererek, karşılığında;
"KAZA VE KADERDE NE VARSA O OLUR! KADERDE OLANDAN BAŞKASI
BAŞA GELMEZ!" nasihatini alır.
Yoluna devam eder.
Başka bir konak yerinde yine böyle birisiyle karşılaşır.
Bu da "ben de öyle bir nasihat var ki; bunu alan dünyada ve ahirette
rahat eder; fakat bedeli bin dirhem" diye bağırıp durur.
Adam "bin dirheme de bunu alayım kalan bin dirhem bana yeter" deyip bin dirhem de ona vererek karşılığında;
"GÖNÜL KİMİ SEVERSE, GÜZEL ODUR!" nasihatini alır.
Yoluna devam ederken başka bir
konaklama yerinde yine birine rastlar.
Bu kişi de "ben de öyle bir nasihat var ki; bunu alan dünyada ve ahirette rahat eder; fakat bedeli bin dirhem" diye bağırıp durur.
Adam bu sefer kendisiyle mücadeleye başlar.
Bir yandan ilim öğrenememenin acısı diğer yandan kalan son para.
Sonunda ilim öğrenme sevgisi ağır basar, tekrar çalışır kazanırım diyerek bin dirhem de ona vererek karşılığında;
"HOŞLANMADIĞIN UYGUNSUZ BİR DURUMLA KARŞILAŞTIĞIN
ZAMAN ACELE ETME!" nasihatini alır.
Yoluna devam eder.
Yolda bir kalabalıkla karşılaşır.
Yanlarına vardığında derler ki; "şu kuyunun içinde bir deli var, yanında da bir kız var köyümüzün suyunu kesti.
Kim içeri girerse öldürüyor, bizi bu sıkıntıdan kurtarana şu
çömlekteki altınları vereceğiz."
Adamın aklına birinci nasihat olan;
"KAZA VE KADERDE NE VARSA O OLUR." sözü gelir.
Kuyuya iner, deli: "Sana bir soru
soracağım, bilirsen suyu açacağım.
Bu kız mı güzel yoksa şu kurbağ mı?!" diye sorar.
İkinci nasihat hatırına gelir. "GÖNÜL KİMİ SEVERSE GÜZEL ODUR!" der.
Deli: "Aferin sana!
Şimdiye kadar hep, 'bu kız güzel' dediler, bilemediler, sen bildin" der.
Deli kurbağayı sevdiği için
bu söz hoşuna gider, suyu açar.
Adam da önceki parasından çok fazla olan altınları alıp köyüne döner.
Evinin penceresinden baktığında, içerde hanımının yanında genç birini şakalaşırken görür.
Hemen bıçağına sarılır.
Bu sırada üçüncü nasihat olan; "HOŞLANMADIĞIN UYGUNSUZ BİR DURUMLA KARŞILAŞTIĞIN
ZAMAN ACELE ETME!" sözü hatırına gelir.
Bıçağı gizleyerek, kapıyı çalar.
Hanımı kapıyı açınca, yanındaki gence; "Bak oğlum baban geldi" der.
Vesselam!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En Çok Okunan Yazılar