20 Nisan 2019 Cumartesi

Yeryüzünde okunan ilk ezan


Yeryüzünde okunan ilk ezan – Ezan nasıl ortaya çıktı
İlk ezan kim tarafından okundu? Ezan nasıl ortaya çıktı? İlk ezanı kim okudu? Ezanı rüyasında gören sahabi kimdir? Tüm soruların cevabı makalemizde. İşte İlk ezan ve ortaya çıkışı.

Yeryüzünde okunan ilk ezan

Namaz vaktini cemaate duyurmak için önceleri yalnızca “Namaza, namaza!” ifâdeleri söylenirdi. Daha sonra ise ezân-ı Muhammedî lutfedildi. Allâh Rasûlü (s.a.s.), halkı namaza dâvet şeklinin nasıl olması gerektiği husûsunu ashâbıyla istişâre ediyordu.
Bâzısı; “Namaz vakti geldiği zaman bir sancak dikelim, müslümanlar onu gördüklerinde birbirlerine haber versinler.” dedi. Fakat Peygamber Efendimiz bu teklifi beğenmedi.
Yahûdî borusu çalınması teklif edildi, onu da beğenmedi: “Bu, yahûdîlerin âletidir.” buyurdu. Çan çalınmasından bahsedildi. Peygamber Efendimiz: “O da hristiyanların işidir.” buyurdu.

Abdullah Bin Zeyd’in Rüyası

Rasûlullâh’ın (s.a.s.) derdiyle dertlenen, O’nun kaygısı ile kaygılanan Abdullâh bin Zeyd (r.a.) oradan ayrılıp gitti. Uyku ile uyanıklık arasında iken kendisine ezân-ı Muhammedî lutfedildi. Hemen Rasûlullâh (s.a.s.)’in yanına giderek:
“–Ben uyku ile uyanıklık arasında iken biri gelip bana ezânı öğretti.” dedi.
Hz. Ömer (r.a.) da aynı rüyâyı görmüştü… Bunun üzerine Allâh Rasûlü (s.a.s.):
“–Ey Bilâl kalk ve Abdullâh bin Zeyd’in söylediklerini tatbîk et!” buyurdu.
Bilâl (r.a.) da Abdullâh’ın söylediklerini aynen tatbîk etti ve ilk ezan okunmuş oldu. (Ebû Dâvûd, Salât, 27/498)
Böylece ezân, vâcib derecesinde kuvvetli bir sünnet oldu. Çünkü o hem sâdık rüyâ, hem sünnet-i Nebî, hem de vahy-i ilâhî ile sâbittir. Âyet-i kerîmede:
“Onları namaza çağırdığınız zaman…” (el-Mâide, 58) buyrulmaktadır.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“(İnsanları) Allah’a çağıran, iyi iş yapan ve “Ben Müslümanlardanım” diyenden kimin sözü daha güzeldir?” (Fussilet, 33)
Rasûlullah (s.a.s.) buyurdular:
“Namaz için ezân okunduğu zaman şeytan oradan sesli sesli yellenerek uzaklaşır, ezânı duyamayacağı yere kadar kaçar. Ezân bitince geri gelir. Kâmet başlayınca yine uzaklaşır, bittiğinde ise geri dönüp kişi ile kalbinin arasına girer ve: «Şunu hatırla, bunu düşün!» diye aklında daha önce hiç olmayan şeylerle vesvese verir. Öyle ki (buna kapılan) kişi kaç rekât kıldığını bilemeyecek hâle gelir.”(Buhârî, Ezân, 4; Müslim, Salât, 19)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En Çok Okunan Yazılar