23 Kasım 2018 Cuma

Kasrikten geçenler -2-

     

               Ben o vakitler bir kitap okumuştum, o kitabı bir daha hiç bulamadım. Ama okuduğum şeyi gayet iyi hatırlıyorum.Kitapta şöyle yazıyordu: “Mehmet Efendi adında bir alim tasavvuf yoluna, ‘Hakiki bir mümin peygamberini aşikare görür ve onunla konuşur’ cümlesini duyduktan sonra girdi.””Mehmet Efendi’nin bir mürşide intisap edişi şu şekilde gerçekleşti:Çevresi tarafından sevilip ilmi dolayısıyla büyük saygı gören Mehmet Efendi kendisinin Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) ile irtibatının olmadığını görünce hakiki bir mümin olmadığı kanaatine vararak Resul-i Kibriya’dan medet istemeye başladı. Gece gündüz medet dilenen Mehmet Efendi’nin bir gece rüyasını Risaletpenah Efendimiz şereflendirerek ona derdini sordu. Mehmet Efendi de derdinin hakiki bir mümin olmak olduğunu arzetti. Peygamber Efendimiz bunun üzerine, hakiki bir mümin olmak istiyorsan diyerek arkasında edep ile duran adamı işaret etti, o kişiyi bulmasını söyledi. Rüyada Resul-i Ekrem Efendimiz’in işaret ettiği kişi köyün çobanıydı başkası değildi. Mehmet Efendi uyanır uyanmaz çobanın kapısını çaldı ve talebesi olmak için müsaade istedi. Tabii ki çoban bu isteği reddetti. Çünkü sevilen sayılan bir alimin bir çobana talebe olduğu duyulursa halk tarafından bu hiç de hoş karşılanmazdı. Çobanı bir türlü ikna edemeyen Mehmet Efendi son çare olarak dün gece gördüğü rüyayı anlatarak bunun Resulullah Efendimiz’in (sallallahu aleyhi vesellem)işareti olduğunu söyledi ve çoban gizli kalmak kaydıyla Mehmet Efendi’yi talebeliğe kabul etti.Mehmet Efendi çobanın talim terbiyesinden geçtikten sonra nihayet muradına erişti...” Ben bunu okuduktan sonra, “Koca alim bile bir talim terbiyeye ihtiyaç duyarken sen kim oluyorsun Ali?”diye sordum kendime ve rüyamda bana iki bin tesbih çek diyen zatı bulmayı kafaya koydum... Bulayım da nasıl? Ee istihare... Başka nasıl bulayım? Abdest aldım, iki rekat namaz kılıp istihareye yattım. Gördüğüm rüyada,bana talimat veren zatın tarikat-o Nakşibendiyye’de olduğu söylendi... Bir cuma günüydü hiç unutmuyorum, camide bir arkadaşla karşılaştık.Sohpet ederken arkadaşımın bir mürşide bağlı olduğunu hissettim.Biraz sıkıştırınca,o yıllarda böyle konular konuşmak riskliydi, neyse sıkıştırınca Kasrik köyünde Seyyid Abdülhakim hazretlerine bağlı olduğunu söyledi bu hemen. Keyfim geldi.”Kalk gidiyoruz” dedim. Arkadaş şaşırdı tabii.Nereye filan... Dedim:”Kalk, çok acil. Hayat memat meselesi.” Beni yarına kadar beklemeye razı edemedi. Hemen o gün yola çıktık.

sayfa 22 ve 23

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En Çok Okunan Yazılar